Elektrikli Otomobiller Hakkındaki Doğrular ve Yanlışlar

Elektrikli araçların yakın bir tarihte daha fazla alanda aktif olması bekleniyor. Dünya genelinde bu alana büyük yatırımlar gerçekleştiriliyor. Çok da uzak olmayan bir dönemde geleneksel içten yanmalı araçların yerini elektrikli araçların alacağı öngörülüyor. Global düzeyde oluşan bu değişim için önemli adımlar atılıyor. Bu süreç dahilinde değişen düzene dair doğru yanlış birçok bilgi olabiliyor. Yeni bir devir olarak görülen elektrikli araçlarla ilgili yanlış yönlendirmelere karşı dikkatli olmak gerekiyor. Peki nedir bu doğru bilinen yanlışlar? Hadi birlikte inceleyelim!

İçten Yanmalı Araçlar Elektrikli Araçlara Oranla Daha Güvenli

Elektrikli araçların geleneksel içten yanmalı araçlara oranla daha güvenli olduğu haberi ile karşılaşabilirsiniz. Ancak bu bilgi yanlış. Elektrikli araçlar üretimden nihai tüketiciye ulaşana kadar bir dizi önemli kontrolden geçiriliyor. Olası bir kaza anında şarj bataryasına giden elektrik akışı kesilmesi sağlanıyor. Böylece kazada sürücünün veya yardıma gelen ilk yardım ekiplerine elektrik çarpması riski ortadan kalkıyor. Güven konusunda sorun olarak görülen bir diğer nokta da elektrikli araçların sessiz çalışması gösteriliyor. Bu özellikle yayalar için güvenlikli değil şeklinde bir algı oluşturabiliyor. Ancak elektrikli araçlarda saatte 16 km altında kaldığında uyarı sesi çıkarabiliyor. Ayrıca araç belirli bir hızın üstüne çıktığında tekerlerin yolda sürtünmesinden kaynaklı bir ses açığa çıkıyor. Bu da yayalar için uyarı niteliği taşıyabiliyor.

Elektrikli Araçlar Kullanılan Batarya Üretiminin Etkisi ile Benzinli Araçlara Oranla Daha Fazla Zararlı

Elektrikli araçlarda kullanılan bataryaların üretimi aşamasında çevreye karbondioksit salınımı gerçekleştirdiği doğrudur. Ancak bu duruma rağmen elektrikli araçlar benzinlilere oranla daha fazla çevre dostu özelliği gösteriyor. Ayrıca elektrikli araçlarda kullanılan parçaların üretiminde daha fazla çevreye duyarlı çalışma gerçekleştirmesi planlanıyor.

Elektrikli Araçlar Kullanılan Batarya Üretiminin Etkisi ile Benzinli Araçlara Oranla Daha Fazla Zararlı

Elektrikli santrallerindeki karbon salınımının derecesi, santrale elektriğin sağlanma yoluna bağlı olarak değişebiliyor. Eğer santralde kömür kullanılıyorsa karbon ayak izi artış gösterebiliyor. Ancak yenilenebilir kaynak kullanılıyorsa bu oran çok düşük seviyelere iniyor. Bu da duruma göre çok daha zararsız olmasında etkili oluyor.

Elektrikli Araçlar Günlük Ulaşım İhtiyacını Karşılayacak Menzile Sahip Değil

En çok ortaya atılan yanlış bilinen doğrulardan biri de menzil konusudur. Elektrikli araçların ulaşım için yeterli menzile sahip olmadığı düşünülüyor. Ancak bu da doğruluğu olmayan bir düşünce. Elektrikli araçlar ilk üretildikleri anda sahip olduğu menzil ile şu an üretilenler arasında farklılıklar mevcut. Günümüzde üretilen elektrikli araçların dolu bir batarya ile 300 km menzile kadar imkan tanıdığı belirtiliyor.

Elektrikli Araçların Şarj İhtiyacını Karşılamak Zor Bir İşlem

Elektrikli araçlarda enerji ihtiyacı olduğunda şarj istasyonları kullanılıyor. Bu durumda da istasyonda nasıl bir yol izleneceği bazıları için zorlayıcı bir süreç olarak görülebiliyor. Ancak bu durumda araç sahiplerinin yapacağı tek şey istasyona aracını bağlamak. İstasyonlarda bulunan şarj ünitelerine bağlanan araç ihtiyaç duyduğu enerji gücünü kolaylıkla elde edebiliyor. Bu durumda sürücünün farklı bir çalışma gerçekleştirmesine gerek kalmıyor.

İşte elektrikli araçlar hakkında yanlış bilinen doğrulardan birkaç örnek. Bu örnekler daha fazla da genişletebilir. Çok farklı noktalarda yanlış düşünceler olabiliyor. Kişilerin bu gibi söylemlere doğrudan inanmak yerine elektrikli araçlarla ilgili paylaşılan güncel bilgiler takip etmesi öneriliyor.